Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun yeni hâli

Mann berüht einen Kreis aus diversen Symbolen

Almanya Mali İstihbarat Birimine (FIU) elektronik kayıt zorunluluğu:

Değişik yasaya göre, tüm yükümlüler, şüphe ihbarında bulunup bulunmadıklarına bakılmaksızın, Almanya Mali İstihbarat Birimine (FIU) elektronik olarak kayıt olmak zorundadırlar (Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun 45. maddesi 1. fıkrasının 2. cümlesi). Şüpheli durumlarla karşı karşıya kalınması durumunda da, ilgili yükümlünün somut bir Risk Yönetim Sistemi uyguladığını belgelemek zorunda olup olmadığına veya özen yükümlülüklerine fiilen uyması gerekip gerekmediğine bakılmaksızın ihbarda bulunma zorunluluğu söz konusudur.

Kişisel bilgilerin korunması (veri koruma):

Yasa değişikliği ile, yükümlünün ticari ilişkiye girdiği kişilerin verilerini toplaması, işlemesi ve ilgili yerlere göndermesinde hukuki yönden sakınca olmadığı, önceki düzenlemedekinden daha net bir şekilde açıklanmıştır (Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun 11 a maddesi). Ancak, burada zaten daha önce de geçerli bulunmuş olan yasal mevzuatın net olarak belirlenmesiyle, yükümlüler Kara Para Aklama İle Mücadele Kanunu çerçevesinde topladıkları verileri denetim otoriteleri ve soruşturma makamlarının isteği üzerine sunmak zorundadırlar.

Ticari mal satıcıları, sanat eserleri satış komisyonculuğu yapanlar ve sanat eserleri deposu işletenlerin özen yükümlülükleri:

Kara Para Aklama İle Mücadele Kanunu üzerindeki değişiklikle, “ticari mal satıcıları” olarak adlandırılan yükümlü grubuna, “sanat eserleri satış komisyonculuğu yapanlar” ve “sanat eserleri deposu işletenlerin” oluşturduğu gruplar eklenmiştir (Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun 2. maddesi 1. fıkrasının 16. bendi). Sanat eserleri satış komisyonculuğu yapanlar ve sanat eserleri deposu işletenler için Risk Yönetim Sistemi uygulama ve belirli özen yükümlülüklerinir yerine getirme yönünden geçerli düzenlemeler “ticari mal satıcıları” için geçerli hususlara benzemekle birlikte aralarındaki önemli fark, bu meslek gruplarında kullanılan ödeme şeklinin (nakden ya da nakit dışı ödeme) herhangi bir rol oynamamasıdır.
Bu demektir ki: İşlem değeri 10.000,00 € ve üzeri olan sanat eserleriyle ticaret yapan veya bu tür sanat eserlerinin satımında aracılık yapan veya bunları serbest bölgelerde depolayan kişiler, nakit dışı ödeme işlemleri için de bir Risk Yönetim Sistemi uygulamak ve belirli özen yükümlülüklerine uymak zorundadırlar.
Yasa koyucu bu yasa değişikliği ile aynı zamanda, kıymetli maden ticareti alanında uygulanacak sınır değerler konusunda da ayrım yapmaya başlamıştır.
Buna göre; kıymetli maden tacirleri, sadece 2.000,00 € ve üzeri nakit para alıp verme işlemlerinde dahi etkili bir Risk Yönetim Sistemi uyguladıklarını belgelemek ve belirlenen özen yükümlülüklerinir yerine getirmek zorundadırlar. Kıymetli maden tacirleri ise, altın, gümüş ve platin gibi yüksek değerli madenlerle yatırım gibi amaçlarla ticaret yapan şirketlerdir.

Emlakçıların özen yükümlülükleri:

Yapılan yasa değişikliği ile, kira ve/veya ürün kirası sözleşmelerinin aracılığını yapan profesyonel kişiler de bundan böyle “emlakçılar” olarak tanımlanan yükümlü grubuna dâhildir (Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun 1. maddesi 11. fıkrası delaletiyle 2. madde 1. fıkrasının 14. bendi). Bu kiralık emlak müşavirlerinde sadece aylık kira bedeli dikkate alınmakta olup bu miktarın 10.000,00 € ve üzeri olması durumunda müşavir, ödemelerin nakit mi ya da nakit dışı mı olduğuna bakılmaksızın bir Risk Yönetim Sistemi uygulamak ve belirlenen özen yükümlülüklerinir yerine getirmek zorundadır.
Bunun ötesinde, emlak alım-satım aracılığı yapan profesyonel emlakçılar, aynı şimdiye kadar düzenlemede de öngörüldüğü gibi, ciddi satın alma niyeti durumunda her iki sözleşme tarafının kimliklerini tespit etmek zorundadırlar. Ancak yasa koyucu bu işlemlerde, taşınmazı satan ve satın alan tarafların her ikisinin kimlik bilgilerinin kendi emlakçıları tarafından tespiti ve kayda alınması (gereksiz çift kayıt) sorununa çözüm oluşturmak üzere 01.01.2020 tarihi itibariyle şöyle bir düzenleme getirmiştir: Bundan böyle, alım-satım işini yapan tarafların ikisi de birer emlakçı görevlendirdiyse, bu emlakçılardan her biri sadece kendi müşterisinin kimliğini tespit edecektir (Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun 11. maddesi 2. fıkrası).

Siyasi nüfuz sahibi kişiler (PeP)

Siyasi nüfuz sahibi kişiler (PeP) ile yapılan işlemler konusunda, yasa değişikliğinden önce de normalden daha geniş özen yükümlülüklerinir geçerli bulunuyordu. Buna göre, yükümlüler, yerine getirmek zorunda oldukları özen yükümlülüklerinir kapsamında, iş yaptıkları müşterinin siyasi nüfuz sahibi kişilerden olup olmadığını da araştırmakla yükümlü idi ve hâlen de yükümlüdürler. Burada, üye devletlerin hukuki ve idari mevzuatlarında öngörülen somut görev ve makam tanımlarının yasada standartlaştırılması planlanmaktadır. Bu nedenle, üye devletler AB Komisyonuna bu amaçla Ocak 2020’ye kadar siyasi nüfuz sahibi olma statüsünün gerekçelerle açıklandığı listeler sunmak zorundadırlar. Diğer yandan, bu yasa değişikliği ile ilgililere herhangi bir ek yükümlülük getirilmemekle birlikte, yükümlülerin bu konudaki yükümlülüğünü yerine getirmelerinde kendilerine kolaylık sağlanması amaçlanmaktadır.

Şeffaflık sicili:

Kara Para Aklama İle Mücadele Kanunu üzerindeki yasa değişikliği ile ilgililere şeffaflık sicilinde umumi erişim imkânı sağlanmaktadır. Dolayısıyla bundan sonra herkes, belirli bir tüzel kişi ya da kişi topluluğunun “ekonomik hak sahibinin” (wirtschaftlich Berechtigter) kim olduğunu tespit edebilmek için şeffaflık sicilinde sorgulama yapma talebinde bulunabilecektir. Yasa değişikliğinden önce böyle bir sicil sorgulamasını sadece bu bilgiyi edinme konusunda hukuki yararı olanlar yapabiliyordu. Bir yükümlü sicilde yaptığı sorgulama sırasında bir uyuşmazlık görür veya sicildeki bilgilerin güncel olmadığını tespit ederse, bunu sicili yöneten makama (Almanya İkinci Resmî Gazetesine/Bundesanzeiger) bildirmek zorundadır. Bu bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler ise idari para cezası ile cezalandırılabilirler.

“Finans kuruluşu” kavramının tanımı:

Yasa değişikliği ile, “finans kuruluşu” olarak adlandırılan yükümlü grubunun tanımına da açıklık getirilmiştir. Değişiklikten önceki yasa metninde bu grubun Alman Kredi Piyasası Düzenlemeleri Kanununda (Gesetz über das Kreditwesen) tanımlandığı belirtiliyordu. Şimdi ise Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununda bu grubun ayrı bir tanımı bulunmaktadır (Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun 1. maddesi 24. fıkrası).

Şirketlere ve malvarlığı yönetenlere hizmet verenler ve yedieminlerin kayıt işlemi:

Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun 2. maddesi 1. fıkrasının 13. bendinde tanımlanan her yükümlü bundan böyle, başka hükümlere göre zaten kayıt bildiriminde bulunma ya da tescil olma veya izin ya da ruhsat alma zorunluluğuna tabi değilse, gerçek faaliyeti hakkında bilgi vermek suretiyle denetim otoritesinde kayıt olmak zorundadır. Eyalet Ekonomi Bakanlığı bu kayıt işlemini halihazırda ya posta yoluyla ya da elektronik olarak (kayıt bildirimi bu görev için ayrılmış e-posta adresine gönderilmek üzere) kabul etmektedir. Kayıt işlemi için herhangi bir form doldurmaya gerek kalmayıp faaliyetin ne olduğunu belirtip açıklayan bir bildiri göndermek yeterlidir.

İdari para cezalarına ilişkin mevzuat:

Yasa değişikliği kapsamında Kara Para Aklama İle Mücadele Kanununun 56. maddesi 1. fıkrasında yer alan İdari Para Cezaları Kataloğunda da değişiklikler yapılmış olup idari para cezası gerektiren kabahatlerin sayısı 64’ten 74’e çıkarılmış ve 2. fıkrada, 1. fıkradaki düzenlemeden farklı olarak, bundan böyle taksirli eylem veya taksirle yükümlülükten kaçınma durumunda da ceza ile sonuçlanabilen 7 idari kabahat içerecek şekilde değişiklik yapılmıştır. İdari para cezası miktarı ise aynı eski yasadaki gibi, işlenen idari kabahatlerin ağırlığı ve sistematiğine göre belirlenecektir.